Pages

Ads 468x60px

28 Aralık 2012 Cuma

Havuza girecekler dikkat!

Havuzlar, çok kişinin ortak kullandığı alanlar olduğundan pek çok sağlık sorununa neden olabiliyor.


Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Gülay Kılıç, insanların farklı salgılarıyla kirlenen ve uygun dezenfeksiyonu yapılmayan havuzların birçok enfeksiyonun bulaşmasına, ayrıca, havuz suyunun dezenfeksiyonu için kullanılan kimyasal maddelerin, suya karışan sabun, şampuan veya güneş yağı gibi maddelerin de önemli sağlık sorunlarına neden olabileceğini söyledi.
Havuzlar her ne klorlanmış olsalar da enfeksiyon etkenleri çeşitli olduğundan enfeksiyon riskinin tamamen ortadan kalkmadığının altını çizen Kılıç, "Su sirkülasyonu iyi sağlanmamış ve düzenli temizliği yapılmamış havuzlar tifo, hepatit A, ishale neden olan diğer enfeksiyonlar, mantardan idrar yolu enfeksiyonuna kadar birçok hastalığa neden olmaktadır. Havuza giren insanların hijyen kurallarına uymalı havuza girmeden önce mutlaka duş alınmalı, mümkünse ayaklar antiseptikli suyla temizlenmelidir. Kulakenfeksiyonlarını önlemek için kulak tıkaçları, göz enfeksiyonlarını önlemek için gözlük kullanılmalıdır. Deride çatlak, kesik ve sıyrıklar varsa, havuzdan çıktıktan sonra sabunlu su ile temizlenmelidir. Gözlerde konjonktivit dediğimiz kızarma, sulanma ve yanma ile seyreden göz iltihapları olabilir. Konjonktivit mikroplar dışında bizzat havuzun dezenfeksiyonunda kullanılan klor gibi kimyasal maddelere bağlı olarak da gelişebilir. Orta kulak iltihapları görülebilir ve iyi tedavi edilmediğinde kronikleşebilir.

Havuza atlamalar ciddi yaralanmalara neden olabileceği gibi sinüzit gelişme riskini arttırabilir. Başta mantar enfeksiyonları olmak üzere değişik deri enfeksiyonları görülebilir.Genital bölgenin ıslak ve nemli kalması, mantar enfeksiyonları gelişimi için hazırlayıcı bir faktördür. Bu nedenle ıslak mayoyla oturmak çok sık yapılan yanlışlardan biridir. Ayrıca kadın vajinal florasını bozarak normalde bulunan mantarları aktif hale getirerek çoğalmasına ve enfeksiyona neden olabilir. Özelikle ishal, idrar yoluenfeksiyonu, genital akıntısı olan kişilerin havuzları kullanmaları havuz enfeksiyonlarının yayılmasında çok önemli bir etkendir" dedi.

Kılıç, hem kendimizi korumak hem de başkalarına enfeksiyon bulaştırmamak için dikkat edilmesi gereken kuralları şöyle sıraladı:

"Son bir hafta içinde ishal olduysanız havuza girmeyin.
Havuz suyunu yutmayın.
Çocukları sık tuvalete götürün.
Havuza girmeden önce ve sonra duş alın.
Eğer bir havuzdan mikrop kaptığınızı düşünüyorsanız işletmecilere
 haber verin.
Bazı havuzdan kapılan hastalıkların özellikle gebeler,
 çocuklar ve immün sistemi zayıf kişilerde çok ağır geçebileceğini unutmayın.
Ciltte sıyrığı, kesiği, mantarı ve diğer enfeksiyonları olan kişiler, göz-burun-kulak enfeksiyonu olan kişiler, ishal olan kişiler, bu durumları iyileşinceye ya da geçinceye kadar havuza girilmemelidir.

Lensle havuza girmek doğru değildir. Kontak lensle suya girmek, gözün iltihaplanma ihtimalini artırır.
Havuz suyunun temiz olduğundan emin olmak için şunlara dikkat etmeliyiz:

Temiz bir havuz suyunda havuzun dibi net görülmelidir.
Havuz kenarındaki taşlar yapışkan ve kaygan olmamalıdır.
İyi klorlanmış bir suyun az bir kokusu olur. Aşırı bir kimyasal kokusu sorun olabileceğini gösterir.
Su sıcaklığı 27 dereceyi geçmemeli. Hava ile su sıcaklığı doğru oranlı olmalı, arada fazla fark bulunmamalıdır.
Havuz pompaları ve filtre sistemleri çalışıyorsa ses yaparlar,bu sesi muhakkak duymanız gerekir.
Havuz PH ve klor seviyesi 2 günde bir kontrol edilmelidir (Normal PH=7.2-7.8 arasındadır)".

Her 8 saniyede 1 kurban

Sakarya Üniversitesi Eğitim Araştırma Hastanesi'nde görevli Prof. Dr. Hüseyin Gündüz, 8 saniyede 1 kişinin sigaraya bağlı hastalıklardan dolayı öldüğünü söyledi.
Sakarya Büyükşehir Belediyesi Sağlık ve Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı'nca “Herkes İçin Sağlık” projesi kapsamında Adapazarı Kültür Merkezi'nde (AKM) düzenlenen “Kalp Krizi Nedenleri ve Önleme Yöntemleri” konferansında konuşan Gündüz, sigaranın insan sağlığı üzerindeki etkilerini anlattı.
"ÖNLENEBİLİR ÖLÜM NEDENİDİR"

Gündüz, sigara nedeniyle çok sayıda insanın hayatını kaybettiğini ifade ederek, “Sigara önlenebilir ölüm nedenidir. Her sekiz saniyede bir kişi sigaraya bağlı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybediyor. Sigara içenlerin yarısı sigaraya bağlı hastalıklar sebebiyle erken yaşta ölüyor” dedi.

Beslenme alışkanlığının da hastalıklar üzerinde etkisi olduğuna işaret eden Gündüz, iyi ve dikkatli beslenilmesi durumunda hem kolesterol hem tansiyon hem de fazla kilo alımının engellenebileceğini söyledi.

9 Aralık 2012 Pazar

Renkli gözlüleri tehdit ediyor

Aşırı sıcakların gözde önemli sorunlar yarattığı, güneşte fazla kalma sonucu ultraviyolenin etkisiyle gözde alerji, iltihaplanma, tahriş ve katarakt riskini artırdığı, mavi ve yeşil gözlülerin ise sıcaklardan daha fazla etkilendiği bildirildi.

Erciyes Üniversitesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof.Dr. Kuddusi Erkılıç, aşırı sıcaklarda mutlaka gözlük kullanılmasını, şapka takılmasını ve mümkünse güneşin ultraviyole ışınlarının fazla olduğu 11.00-16.00 saatleri arasında dışarı çıkılmamasını önerdi. Prof. Dr. Erkılıç, "Aşırı sıcaklar göz sağlığını, dolayısıyla görüşü önemli ölçüde etkiler. Toz ve polenlerde olduğu gibi gözde yanma, sulanma, iltihaplanma gibi olumsuzluklara yol açar. Yaz aylarında öncelikle eller sık sık yıkanmalı, kirli ellerle gözler ovuşturulmamalıdır. Havuz ve denizlerde uygunsuz kimyasal kullanımı, örneğin aşırı klor da gözlerde ciddi tahrişe yol açar. Hele hele denizin kirli olması, enfeksiyon riskini fazlasıyla artırır. Ayrıca, denizdeki su, güneşin etkisiyle güneş ışınlarını artırarak, ultraviyole etkisini fazlasıyla artırır" dedi.


AÇIK RENKLİ GÖZE SAHİP OLANLAR DAHA RİSKLİ


Göz uzmanı Prof.Dr. Erkılıç, mavi ve yeşil gibi açık renkli göze sahip olanların, gözlerindeki renk pigmentlerinin daha az olduğu için güneş ışınlarından daha çok etkilendiklerine dikkat çekerek şöyle konuştu:

”Açık renkli göze sahip olanlar, mutlaka güneş gözlüğü kullanmalıdır. Zira, mavi ve yeşil gibi gözlerde renk pigmendleri daha az olduğundan ultraviyole ışınlarından daha çok zarar görürler. Bu kişilerin güneş gözlüğü kullanmaması ve güneşte aşırı kalıp ultraviyole ışınları almaları halinde halk arasında sarı nokta denilen Makula hastalığı boy gösterir. İleri yaşlarda, görme bozukları giderek artar. Güneş ışınlarına fazlaca bakmak katarakt riskini artırır, gözde et büyümesine yol açar. Sıcak, ultraviyole ışınları, yazın gözler için en riskli durumdur.”

1 kiloda 1 tanesi zehirleyebilir

Doğadan mantar toplayıp yeme alışkanlığının yaygın olduğu ülkemizde her yıl çok sayıda kişi mantar zehirlenmesi nedeni ile hayatını kaybediyor.
Ormanlarda yetişen yüzlerce tür mantarın içinde yenilebilir olanların yanı sıra zehirli türlere de oldukça sık rastlanıyor. Ancak zehirli mantarı diğerlerinden ayırt etmek neredeyse imkansız. Memorial Şişli Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesi’nden Uz. Dr. İlhan Ocak, mantar zehirlenmeleri ve uygulanacak ilk müdahale hakkında önemli bilgiler verdi.

1 KİLO YENEBİLİR MANTAR ARASINDAN 1 TANESİ BİLE SİZİ ZEHİRLEMEYE YETEBİLİR

Kültür mantarları dışındaki yabani mantarlar, içeriğindeki toksinler nedeniyle zehirli olabiliyor. Mantarın renk, boyut gibi özelliklerinden zehirli olup olmadığı anlaşılamıyor. Halk arasında yaygın olarak bilinen, “Piştikten sonra çatal batırdığında rengi gümüş oluyorsa zehirlidir” tanımı da maalesef doğru değil. Tecrübeli insanlar bile zehirli mantarı ayırt edemiyor. Yenebilir mantarlar arasına karışan bir tek zehirli mantar bile çok acı sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle bu tür mantarlar her ne şekilde olursa olsun tüketilmemelidir.

BELİRTİLER 12  SAAT İÇİNDE KENDİNİ GÖSTERİR

Nemli ortamlarda, ağaç kenarlarında yetişen yabani mantarlar yendikten sonra hiçbir belirti vermeyebilir. Bu süre 6 saatten 12 saate kadar uzayabilir. Bu süre sonunda bulantı, kusma, baş ağrısı, halsizlik gibi basit şikayetler görülür. Bu şikayetler mantar yiyen bir kişi için uyarıcı olmalı ve kişi en kısa sürede bir sağlık merkezine başvurmalıdır. Bu süreç kişiyi 3-4 gün içinde böbrek yetmezliğine, karaciğer yetmezliğine hatta ölüme kadar götürebilir. Bu nedenle bu süre çok önemli. İlk belirtilerle hastaneye başvuran kişiye “pheresis” denilen kan değişim programı uygulanır. Kişinin kanının belli bir oranı makinanın içinden geçirilir. Filtrede hücreli kısımlar, alyuvar ve akyuvarlar ayrılır ve tekrar hastaya verilir. Hücresiz kısım ise atılıp hastaya yeni kan verilir. Hastanın klinik durumuna göre günde 1 ya da 2 kez bu işlem uygulanır. Buna rağmen belirtiler ortadan kalkmıyorsa acilen nakil sürecine geçilir.

BU ÖNLEMLER HAYAT KURTARIR!

- Kültür mantarı dışında, ormanlarda yetişen yabani mantarları tüketmeyin.
- Öncelikle mantar yediğinizi kesinlikle unutmayın. Olası bir zehirlenme durumunda yaşayacağınız basit belirtilerin başka hastalıklarla karıştırılmaması için mantar yediğinizi doktorunuza söylemeniz gerekmektedir.
- Bulantı, kusma, baş dönmesi gibi hafif belirtiler görüldüğünde en yakındaki donanımlı, canlıdan canlıya organ nakli yapabilen bir sağlık kurumuna başvurun. Çünkü, bu belirtiler görüldükten sonra hastanın yaklaşık 5 günü olduğu düşünülürse hastanın hastaneler arası transferi de zaman kaybı olacaktır.
- Hastaneye iyi bir analiz vermeniz gerekmektedir. Mantarı ne zaman yediğiniz, belirtilerin tam olarak ne zaman başladığı tedavinin yönü açısından oldukça önemlidir.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Sayfamızı Beğenmenizle
Mutluluk Duyarız